28 Mart 2015 Cumartesi

Berkin'in Devri

 

     Bugünlerde her şeye ağlar oldu. Ağlıyor ama yalancıktan, numaradan. Çocukların istediklerini elde etmek için ağlama krizleri sanırım bu aylarda başlıyor ve maalesef biz de yakalandık bu duruma. Önce istediği şeye gözünü dikiyor, elini uzatıyor ve istediği eline verilene kadar ağlıyor. Başta çok sevimli bulmuştuk bu hareketlerini ama hiç de öyle değilmiş.
    Bir de öyle şeyler istiyor ki duvardaki televizyonu, avizeyi en sonda stor perdenin ucundaki boncuklara gözünü dikti. Hopsss !!!  Bu devran böyle gitmez Berkin Efendi. Sen iyi alıştın dedik ve babasıyla bir karar aldık. Böyle giderse bu çocuk her istediği olsun isteyecek, şımaracak en iyisi önünü şimdiden alalım dedik. Ağlarsa ağlasın ne kadar ağlayabilirdi ki elbet susacaktı. Gözlerinden yaşlar akana, kıpkırmızı olana, öksürüklere karışana kadar ağladı. Bizim de yüreğimiz dayanmadı.
    Peteğin üzerine oturdum perdeyi de hizamıza getirdim ve Berkin'in boncuklarla oynamasına izin verdim. İzin mi verdim dedim? Ne izini Berkin ağlaya ağlaya (söke söke) istediğini yaptırdı.
   Sanırım isteklerini ağlayarak yaptıramayacağını öğretmek için biraz daha bekleyecektik. Babasıyla aldığımız kararı da (kısa süreliğine olmasını ümit ederek) şimdilik rafa kaldırıyoruz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder